Cumhurbaşkanı Kararlarını Kim Denetler? Demokratik Bir Mercekten Bakış
Modern demokrasilerde en çok tartışılan sorulardan biri şudur: “Devletin en üst makamı olan cumhurbaşkanının aldığı kararları kim, nasıl denetler?” Bu soru sadece siyasi bilimlerin değil, hukuk, sosyoloji ve hatta psikoloji gibi disiplinlerin de ilgi alanına girer. Çünkü iktidarın denetimi, demokratik düzenin temel taşlarından biridir. Bu yazıda, konuyu bilimsel bir merakla ele alarak sade bir dille açıklamaya çalışacağız. Hazırsanız, güç ile denetim arasındaki o hassas dengeye birlikte göz atalım.
Güç Neden Denetlenmelidir? Temel Bir Demokratik İlke
Siyaset bilimi literatüründe “güç yozlaştırır, mutlak güç ise mutlaka yozlaştırır” sözü, denetimin önemini çok net özetler. Devletin yürütme organı olan cumhurbaşkanı, geniş yetkilere sahip olabilir. Ancak bu yetkiler ne kadar geniş olursa olsun, bir şekilde kontrol altında tutulmazsa demokrasi otoriterliğe evrilebilir. Denetim mekanizmaları tam da bu noktada devreye girer.
Akademik araştırmalar, güçlü bir yürütmenin ancak etkili bir denetim sistemiyle demokratik çerçevede kalabileceğini gösteriyor. Örneğin, Freedom House gibi kuruluşların raporlarına göre denge ve denetleme mekanizması güçlü olan ülkelerde demokrasi endeksleri daha yüksektir. Peki Türkiye’de bu denetim nasıl sağlanır?
1. Yargı Denetimi: Hukukun Üstünlüğü İlkesi
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre cumhurbaşkanının kararları yargı denetimine tabidir. Özellikle “Cumhurbaşkanlığı kararnameleri” adı verilen düzenleyici işlemler, Anayasa Mahkemesi’nin denetimine açık tutulmuştur. Anayasa Mahkemesi, bir kararın anayasa ile çelişip çelişmediğini inceleyerek, gerekirse iptal edebilir.
Bu durum, hukuk devletinin en temel ilkelerinden biri olan hukukun üstünlüğünün bir yansımasıdır. Yani en yüksek yürütme makamı bile yasalarla bağlıdır. Anayasa Mahkemesi’nin bu denetim yetkisi, yürütmenin keyfi davranışlarını engelleyici bir “fren” mekanizmasıdır.
Yargı Denetimi Neler İçin Geçerlidir?
- Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri: Temel hak ve özgürlükleri ilgilendiren konularda çıkarılamaz, aksi halde iptal edilir.
- İdari İşlemler: Cumhurbaşkanının atama, görevden alma gibi idari kararları Danıştay gibi yargı organları tarafından incelenebilir.
2. TBMM ve Siyasi Denetim: Millet İradesinin Temsili
Yargı denetiminin yanı sıra cumhurbaşkanının kararları üzerinde siyasi denetim de bulunur. Türkiye’de bu görevi yasama organı yani Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) üstlenir. TBMM, soru önergeleri, genel görüşmeler, araştırma komisyonları gibi araçlarla yürütmeyi denetler.
Ayrıca, anayasanın 105. maddesi uyarınca cumhurbaşkanı hakkında “vatana ihanet” dışında da cezai sorumluluk öngörülmektedir. Yani belirli koşullar altında meclis, cumhurbaşkanını görevden alma sürecini başlatabilir. Bu da siyasi denetimin bir diğer boyutudur.
3. Kamuoyu ve Medya: Toplumsal Denetimin Gücü
Denetim sadece kurumlarla sınırlı değildir. Demokratik toplumlarda medya, sivil toplum kuruluşları ve kamuoyu da önemli bir denetleyici rol üstlenir. Eleştirel basın ve aktif bir sivil toplum, yürütmenin attığı adımların kamuoyuna yansımasını sağlayarak dolaylı ama etkili bir denetim oluşturur.
Sosyal bilim araştırmaları, kamuoyunun güçlü olduğu toplumlarda iktidarların daha şeffaf ve hesap verebilir olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla vatandaşların bilinçli ve eleştirel bakış açısı, denetimin görünmeyen ama çok güçlü bir ayağıdır.
4. Uluslararası Kurumlar ve Hukuk: Dış Denetim Boyutu
Son olarak, özellikle insan hakları ve hukuk devleti ilkeleri açısından cumhurbaşkanlığı kararları uluslararası kurumların denetimine de açık olabilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi kuruluşlar, bireysel başvuru yoluyla devletin en üst düzey kararlarını dahi denetleyebilir. Bu tür dış denetimler, iç hukuk yollarının tamamlanmasından sonra devreye girer ve devletlerin uluslararası yükümlülüklerini hatırlatır.
Sonuç: Denetim Olmadan Demokrasi Eksik Kalır
Cumhurbaşkanının kararlarını denetlemek, sadece hukuki bir zorunluluk değil; demokrasinin varlığı için hayati bir ihtiyaçtır. Yargı organları, meclis, medya ve toplum hep birlikte bu denetimi sağlar. Böylece güç tek elde toplanmaz, hesap verebilirlik ve şeffaflık korunur.
Peki sizce bu mekanizmalar yeterince güçlü mü? Cumhurbaşkanlığı kararlarının denetimi konusunda toplum olarak daha aktif bir rol oynamamız gerekir mi? Düşüncelerinizi paylaşın; çünkü demokrasi ancak konuşarak ve sorgulayarak güçlenir.
Recep Tayyip Erdoğan Görevde Makama geliş 2017 (8 yıl, 158 gün) Başkan Yardımcısı Efkan Ala (2023-Günümüz) Mustafa Elitaş (2023-Günümüz) Yerine geldiği Binali Yıldırım 48 satır daha Recep Tayyip Erdoğan – Vikipedi Yüce Divan , Türkiye’de Anayasa Mahkemesinin; cumhurbaşkanını, TBMM başkanını, cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları, yüksek yargı mensuplarını, genelkurmay başkanını ve kuvvet komutanlarını görevleriyle ilgili suçlarından ötürü yargılarken kullandığı sıfattır.
Samur! Sağladığınız yorumlar, çalışmamın değerini artırdı, metne daha sağlam bir çerçeve kazandırdı.
Bu ayrımdan hareketle de asli nitelik taşıyan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin yargısal denetimi Anayasa Mahkemesi’nce, tali nitelikteki Cumhurbaşkanı kararlarının yargısal denetimi ise Danıştay tarafından yapılır. yeni hükümet sisteminde cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile … Bu ayrımdan hareketle de asli nitelik taşıyan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin yargısal denetimi Anayasa Mahkemesi’nce, tali nitelikteki Cumhurbaşkanı kararlarının yargısal denetimi ise Danıştay tarafından yapılır.
Yalçın!
Katkınız yazının okunabilirliğini yükseltti.
Anayasa’nın 148. Maddesine göre Yüce Divan sıfatını kullanan AYM, Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı yardımcılarını yargılayabilecek ve Cumhurbaşkanı yardımcılarının dokunulmazlıkları konusunda karar mercii olacak . Esasen “Olağanüstü hal yönetimi” başlıklı Anayasa m.119’un konu ile ilgili 5. ve 6. fıkraları birlikte değerlendirildiğinde bu tespitin haklılığı anlaşılacaktır. 3- Anayasa m.104/17’ye göre; “ Cumhurbaşkanı , yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir.
Yeliz!
Teşekkür ederim, önerileriniz yazıya güç kattı.